FIKRALAR
MERYEM ANABir gün Temel askere gitmiş.Askerde uçma dersi veriliyormuş.Komutanı Temele uçaktan atladığında ilk olarak birinci, ikinci olarak ikinci ipi çek o zamanda paraşüt açılmassa Meryemanaya dua et demiş.Temel Komutanıyla beraber atlamış.Komutanının paraşütü hemen açılmış ama Temel birinci ipi çekmiş paraşüt açılmamış,ikinci ipi çekmiş yine açılmamış daha sonra Temel Komutanına ' Komutanım o karinin adı neydi' demiş.
BOZUK PARA
Bir adam birgün parasini bozdurmaya gitmis.Bir bakkala girmis. Abi su parayi bozarmisin?Adamda demisiki:_Hayir...Adam nedenini sormus bakkalcida söyle yanit vermis:_Bu parayi bozamam çünkü tamir parasini benden istersin yokyaaaaaaaa.
TİLKİ
Tilki, bir gün başını alır, gezmeye çı kar. Köyün mey danına varır. Bir duvara çıkar, çev reyi seyre dalar. Oradan geçen köy muhtarı şaşırır: — Aaa, bir tilki!.. Köyün hocası camiye giderken duvardaki tilkiyi gö- rür: — Aaa, tilkiye bak!.. Bakkal da oradan geçerken bağırır: — Hay Allah bir tilki!.. Kahvedekiler merak edip dışarı çıkarlar. Onlar da tilkiyi görünce şaşırırlar: Tilkiyi gördünüz mü? Vallahi bir tilki bu!.. Kalabalık çoğalıp sesler uğultuya dönüşünce tilki or mana kaçar. Dişi tilkiye: — Bugün öğle vakti köye indim. Orada herkes benitanıyor, ben hiçbirini tanımıyorum...
BİR TANE DAHA SOLUCAN
Derste öğretmen herkese teker teker sorar. Önce Ahmet'e sorar: - Ayakları olmayan bir hayvan biliyor musun? Ahmet: - Balık. Sonra Mahmut'a sorar: - Sen bir tane daha biliyor musun? Mahmut: - Solucan. En son olarak bizim Hasan'a sorar: - Sende bir tane daha söyle de, başka soruya geçelim. Hasan: - Bir tane daha solucan. |
Öğretmen derste Ali'ye sorar: - İngiltere nerededir? Ali: - Bilmiyorum, öğretmenim. Öğretmen: - Git evdekilere sor, yarın tekrar soracağım. Ali eve gelir ve babasına sorar. Babasi: - Tam olarak bende bilmiyorum nerde diye, ama çok uzakta olamaz, çünkü bizim şirkette bir tane İngiliz calışıyor, işe yürüyerek geliyor.
ZAYIF NOT
Üniversite son sınıf öğrencisi yazılı sınavından kalınca doğru hocasına gider: -"Siz sınıfta bırakarak hayata atılmamı önlüyor ve beni cezalandırıyorsunuz. İşin bu yanını hiç düşündünüz mü?" -"Tabii düşündüm. Hocanın görevi bilgiyi ölçmek, yeterli olmayanı sınıfta bırakmak değil mi?" -"İyi. O zaman size bir teklifim var. Bir soru da ben size soracağım. Doğru cevabı verirseniz, ben kötü notumu kabul edip sınıfta kalacağım. Bilemezseniz, notumu düzeltecek ve sınıfı geçirteceksiniz. (Hocanın keyfi yerinde. Teklifi kabul eder.) Ve öğrenci sorar: -"Yasal olup, mantıklı olmayan nedir? Mantıklı olup, yasal olmayan nedir? Ve de ne mantıklı ne de yasal olmayan nedir?" Hoca uzun uzun düşünür ama cevabı bulamaz. İddia gereği öğrencisine iyi not vererek sınıfı geçirir. Ama aklı da soruda kalır. Sonunda sınıfın en iyi öğrencisini çağırır, olayı anlatır ve sorunun yanıtını bilip bilmediğini sorar. Öğrenci hemen cevap verir: -"Siz 65 yaşındasınız ve 23 yaşında bir kadınla evlisiniz. Bu yasal ama mantıklı değil. Karınızın 25 yaşında bir sevgilisi var. Bu mantıklı ama yasal değil. Siz karınızın sevgilisini, zayıf alıp sınıfta kalması gerekirkeniyi not verip mezun ediyorsunuz. Bu da ne mantıklı, ne de yasal."